25 Temmuz 2012 Çarşamba


Masum,
Hep masum kalmak isterdim, hatasız.
Günahsız,
Hesap sorulmayacasına,tertemiz, pak.
Keşkelerim, pişmanlıklarım olmamalıydı hatıralarımda!
Ama kulum işte,
Hatasız kul olmazlara sığındım bende.
Kaydı ayağım bir kere.
Gemim delindi, bulandı deniz bir kere işte.
Şimdi kim açacak kapısını sana,
Ayıplanmadan, ezilmeden, utandırılmadan, hatta ve hatta yüzüne tükürülmeden.
Olmaz olasıca, nasıl evlat bu lafını söyleyecek annen baban.
Şimdi belki de yüzüne tükürülen evlat olacaksın.
Olur böyle şeyler olur kim diyecek sana şimdi.
Bak annen baban da sırtını çevirdi şimdi sana.
Sana kim teselli verecek şimdi,
Seni unutmayan, isteyen, senden utanmayan,seni dışlamayan kim var artık dünya da kim?
Kimse yok elbette ne bir insan, ne bir can.
Seni onca şeye rağmen yüzünü pak, başını dik tutacak ne var sence?
Ne var ya Namaz,
Rabbin var her anında RABBİN
Her anında o seni görür, bilir, korur.
Derdimi anlatacağım kimsem yok deme.
Senin bir zamanlar, kötülüğe demir attığın zamanlarda da 'O' vardı yanında.
Ama sen hatırlamıyordun, düşünmüyordun, gözüne ve gönlüne perde çekilmişti sanki.
Günaha boyadığın o bedenini haydi temzileme vakti.
Haydi koş öyle koş ki nefesin kesilircesine,
Tövbe et , öyle bir tövbe et ki yansın tüm gönlüne düşen kir.
Öyle temizlen ki kalmasın bedeninde şerre dair bir dirhem bir şey.
Koş secdelere rükûlara koş,
Bu fırsat gelir mi bir daha koş .
Hiç öyle koşmamış gibi koş.
Nefesini hissedemeyecekmişcesine koş.
Zaman duracak o an.
Eğilmenin en büyük şerefini, temizlenmenin en büyük şerefini göreceksin o rükûlarda.
Öyle yalvarmanın, öyle seccadelere göz yaşı bırakmanın mutluluğunu yaşadığın an yüreğinin tortuları temizlenecek.
Gönül kapılarının kilidi işte o an kırılacak.
Sen Allah diyeceksin şeytan o hızla kaçacak,
Asla bir daha aklını bulandırmayacak.
Nefesin dua okuyacak, nefsin yok olacak.
Tertemiz olacaksın işte o ana.
O acizlikten sana herkes sırt çevirmişken,
Ayaklarına güç olacak, kalbine yangın olacak belki ama.
O huzuru her an hissedeceksin.
En acizlikten seni bak tertemiz yapacak.
İşte bunlar o kadar imkansız gibi görünsede,
Sana bir ezan kadar çok yakın.
O an Namaz seni kılacak.
Sen namazı değil.
Sen başka bir boyuttasın artık.
Ve diyeceksin ki ben daha önce ne yapıyordum, neredeydim.
İşte bir kez sadece evet evet sadece bir kez ezana kulak verip,
Abdestinle nurlandırdığın, yüreğinle kıldığın o Namaz işte
seni alıp götürdü o farkındalık boyutuna.
O namaz tuttu ellerinden.
Seni ayağa kaldırdı.
Unutma rabbin sana o an dokunuyor.
Yüreğine öyle bir Kur'an okunuyor işte.
Namazla hatmediyorsun Kur'anı.
Ve yine unutma secdelere ve rükûlara gidemeyenler var.
Ellerin kollarının kıymetini ve o secdeyi rükûyu sana veren Rabbine Bin Şükür-ü borç bil.
Allahım böyle namaz kılmayı hepimize nasip etsin inşallah amin ...&G


Biliyorum hiç beklemiyordun,
Birden geliverdi ölümüm.
Daha dün konuşmuştuk ama diyordun,inanamıyordun.
Şaşırdın. Akrep ve yel kovan senin benliğine dolandı o dem.
Durdu zaman!
Olamaz,imkansız böyle birşey çekip çekiştiriyor şimdi iki yakanı.
Hiç beklemiyordun bu ölümü vakitsiz,çok erken,sürpriz
Sen ve ben vardı sadece,
Kimse giremez sanıyorduk aramıza.
Ölüm girdi şimdi aramıza,
Ö-lüm bak sadece iki hece ayırdı bizi bizliğimizden.
Ben yokum artık,
Gelemeyeceğim bir daha.
Rahmetli diye anılanların diyarına gidiyorum artık.
Bir cami avlusunda ölü diye selâ'm okunuyordu şimdi
Saltanatım bitmişti.
Şimdi ölümün başrolün de ben vardım.
Yüreği yanan rolünde de sen.
Ardından sağnak sağnak göz yaşları dökülen adamı ben oynuyordum şimdi.
Kefenim senin kadar olmasa da sarıp sarmaladı beni.
Tabutum o boş kalacak yatağım kadar olmasa da iyiydi işte
Beni uykudan uyandırılacağım yere götürüyordu,
Hiç itirazı olmadan karanlığa uzanmak bana düşmüştü bu defa.
Kör olanları anlamıştım işte o an.
Şimdi üzerine toprak atılan adamı, bedeni ilk defa bu kadar soğuyan adamı,
Hüzünlerin en büyüğünü yaşatacak adamı,
Odası boş kalacak adamı,
Kapısı artık çalınmayacak adamı,topraktan ayak izleri kaybolacak adamı,
Varlığınının yokluğunu hisseden adamı ben oynuyordum şimdi.
Bir zaman gelecek adım adı neydi olacak adam olmuştum şimdi.
Unutmayız seni diyen herkes beni unuttuğunu bile unutmuştu sen dışında.
Ölü dendiğinde adıma en dik duranı sen olmalısın şimdi, en önde duranı, sen.
Sabah olmayacaktı benim için.
Hissedişlerim bitmişti artık.
Güneş yanmayacaktı, Ay parlamayacaktı şimdi bana.
Ve ben ölü dediklerimin yanındaydım şimdi.
Mezar sonsuz evim olmuştu artık ta ki Kıyamet'e kadar.
Hep mezarların önünden geçerdim bir Fatiha fısıldayarak.
Şimdi bana fısıldıyordu Fatiha'lar.
VE BEN DAHA DOĞDUGUM GÜN NEDEN AĞLADIM BİLİYOR MUSUN MİSVAK?
BU FANİLİK HASTALIĞI YÜZÜNDEN SENİ YALNIZ BIRAKACAĞIMDAN KORKTUĞUM İÇİN.SENİ ÇOK SEVİYORUM...&G
Canım, cananım, bir tanem, Misvak'ım
Gözlerin de kör olduğum, saçlarında dalga misali dalgalandığım,
Sıcacık nefesini içtiğim, kalbim de büyüttüğüm, 
Ruhumun nemrutluğunu dindiren huzurum,
Biliyorum çok geç kaldım,senin ne anlama geldiğin bilmekte geç kaldım.
Hep geç kaldım.Hep aldandım. Seni seviyorum demenin yitkinliğinde.
Amin demeyi unuttup, şükürlerimi erteledim.
Sana söylemedim ama sarıp sarmalaman cennetim oldu benim.
İncecik sesin baharı haber veren kuş cıvıltıları oldu benim.
Söz etmeyen, yarım yamalak bir serzeniş gibi, değersiz ben.
Sen de değer oldum.
Umutsuzluğuma umut oldun,Şükürsüzlüğüme şükür oldun.
Seviyorum seni dediğini hissettiğimde alnım hep yıldızlara değdi,
Omuzlarıma gökler indi.
Bakışın aklıma geldiğinde sensizliğin de yitiyordu ruhum.
Kırık dökük belki hecelerim ama, dilime yakışmıyor belki ama,
Seni lâl vaktinde buldum, Gaybı unuttum değdiğinde yüreğime.
Minicik gözlerin cenneti hatırlatırken bana, ruhumun bayramı, bir tanem,cennetim
Kokusu müjdem, meleğim, Kalbimin yumşaklığı.
Gözlerin kime bakar? Merak eder misin feryadımı.
Kalbime nazlanmak ister misin ?
Gözlerinde gözlerimi uçurduğum, Sana dokunan bir rüzgar gelirde yüzümü okşar mı acaba?
Sana bakmış gözler bir gün gelip,
Gözlerime bakar mı acaba? Bana kör mü olur yoksa?
Ağlıyorum misvak Aglıyorum . Yok yok bu sefer şakacıktan değil.
Koşup teselli etmeni istemiyorum,
Yüzüne saçlarımı değdirip şaşkınca bakmanı beklemiyorum,
Sesimi susturup aglamamı kesmeni istemiyorum.
Yanlışlarıma yanıp rabbimin secdesinden başımı kaldırmak istemiyorum.
Ağlıyorum misvak Ağlıyorum çünkü sevgililler sevgiliside ağlamıştı.
Onun ağladığı gibi ağlamak istiyorum. Gülüşünü uzağa gönderip merhametle yanmak istiyorum.
Hayır bir tanem sen ağlama, sen ağlama benim ağlamama ağlama.
Gül ki yüzünde güller açsın, gül ki güldüğünü bilip bende güleyim!
Kocaman bir teselli kondursun gülücüklerin yüreğime.
Canımın içi rüya da gibi fısılda bana,Annem gibi ninniler tuttur kulağıma.!
Elinin sıcağını özlediğim,bakışı cennetim, kokusu gül kokulum.
Dokunuşu baharım,sesi cihanım !
Değil mi ki seni bana veren beni de bana verendir!
Beni de seni de bağışlar rahmetiyle!
Değil mi ki seni benden alan seni bana verendir!
Seni o kadar çok seviyorum ki KALBİMİ KALBİNE ISINDIRANA EMANET OL ZAİKATUM!
Yusuf olduğunu fark ettim AŞKINLA
Seni kalbimdeki secdelere secde ettirene şükürler olsun
Seni seviyorum demeyi bu yüreğe hafiflik edene çok şükür!
Şükürlerimi aminlerimin adı sensin. Sensin.
SENİ ÇOK SEVİYORUM
Nasıl ki peygamber dedi : Ay'ı bir elime Güneş'i de diğer elime verseler davamdan vazgeçmem.
Bende senden vazgeçmem.
SENİ SEVİYORUM.
Zikirlerim daha bir aşkla daha bir şükürle süsleniyor yüreğime!
SENİ ÇOK SEVİYORUM!...&G
Kaçmaya çalıştığın gerçek bir dem karşına çıkacak!
Ve işte o dem kaçacak bir yerin olmayacak!
Ben senin yokluğunda varlığının hasretini sevdim!
Ben seni dosdogru sevdim!
Dürüstçe, hesapsız, kefilsiz, edeple...
Sadık olabileceğim kadar konuştum Aşkına dair!
Seni seviyorum demek o kadar kolay,
Yüreksiz sevdalar o kadar tende mahsurken!
Mahçubiyet yok olmuşluğa gömülmüş,
Dil edebsizliğe bürünmüş.
Tenler Aşk olmuş!
Sen bana nur yüzünle gülerken,
Ben eyvah diyordum ya gülüşü solarsa diye!
Sen hasretle Aşk'a koşarken,
Ben eyvah diyordum koşarken düşerse diye!
Sen su gibi berraklaşırken,
Ben eyvah diyordum bulanacak!
Ne çokların arasında en kıymetli şeydi bu Aşk!
Bazıları diyor sen ne anlarsın aşktan!
Ben onlara sadece lâl olmuşluk penceresinden bakıyorum,
Edepsizliklerine,tenlere gömülmüşlüklerine!
Seni seviyorum ağır bir yüktür,
Herkes taşıyamaz.
Kerem neler çekmiş Aslı'sı için.
Ben de aslı şu ki senin için.
Bazen aylarca, bazen yıllarca bekler bir insan şu iki çift sözü:
SENİ SEVİYORUM!
Herkes söyleyemez dili lal eder,
Vel hasıl insanı kavurur yakar,
Yüreği liğme liğme eder.
Yürekli işidir bu çünkü!
Bir ömür pahasına bir defa söylenir!
İkinci defası yoktur!
Yoktur işte.
Keşke bir defa da söylemeseydim, dedirtir insana
Bazen masaldır, bazen dramın ta kendisi!
Şimdi herkes önüne gelene söyler olmuş bu iki çift sözü!
Anlamı yitirilmiş gibi, olur olmaz yerde kullanıyor herkes !
Çünkü sevdalarda herkesleşmiş bu asırda!
Şimdiki Aşkları taşıyabildiğin kadar taşıyorsun,
Ağırlığı bastırınca hemen bırakıveriyorsun orta yerde!
Keşke bunların hepsine Aşk demeseydik.
Ferhat'lara Şirin'lere haksızlık etmeseydik!
Dedim ya İNSAN SEVEBİLECEĞİ KADAR KONUŞMALI AŞKA DAİR!
Hevesine,tutkusuna aşk dememeli!
Dilin kemiği yokmuş gerçekten de,
Heveslere Aşk deyivermemiz yok mu!
Şimdi ve şimdi
Gel,
Sen bana Aşkı öğreten,
Susamışlığıma sabır ettiren,
Çok şükürlerin kapsında elimi semaya kaldırtan!
Biliyorsun,
Sensizliğe dayanamam, gidişini ölümüme ferman bil.
Özlemekten dil lal oldu, ayrılıktan ateş uslandı bil.
Gel,
Ley Leylam
Gel,
Aslımın Aslı
Gel,
Şir Şirin'im
Her dem sen varsın yüreğimin en kenan yerlerinde dahi!
Ey sevgili
Sen bana Şems, sen bana Leyla, sen bana Şirinsin, sen bana Aslısın!
Ve herşeyin aslı şu ki : BEN SENİ SEVİYORUM...&G 
Ben suskunluğumla yetim kalmışım,
Suskunluğumu ne kelimeler gideriyor ne de cümleler.
Kelimelerinde, cümlelerinde dudaktan okunmaya mecali yok ya.
Söz yok artık, sessizlik, derin bir sessizlik
Hiç hesapta yoktu ki bu sevgi
Ne olduğunu öğrenemediğim bu sessizlikte neye yarardı ki .
Kelimelerin ortasında anlam yok artık,
Herbir şey lal çünkü,
Sonumun lal olduğu tek bildiğim gerçekti.
Yolumun uzunluğunu unutmuşum,
Safhlarım kaybolmuş,
Sevinçlerim de nefretlerimin de anlamı yok olmuş,
İstekliğimde, isteksizliğimde yalan olmuş.
Yalanın ne olduğu unutulmuş,
Unutulmuşluğum da unutulmuş,
Karanlığın her yanımı kaplamısının da,
Aydınlığın her yanımı aydınlatmasının da bir anlamı yok.
Bütün duyguların , istemelerin, bağışlamanın anlamı yok artık.
Anlamsızlığında anlamı yok.
Anlamaya hal yok mecal yok.
Senin dilin, gözün, kulağın her bir parçan senin aleyhinde şimdi.
Lehine olan tek şey ise imanın.
Hiç pazarlık edemeyeceksin artık zamanla.
Vakit girecek yapayalnızlığa.
Artık yok sabahın gülümsemesi,
Öğlenin sıcaklığı yok ,
Yok ikindininin hüznü,
Gerçek şu ki ne gülümsemeye ne de hüzne yer yok.
Akşamın karanlığı sarmıyacak,
Gecenin sessizliği çökmeyecek üzerine.
Zaman uçurumun oldu haberin var mı?
Beş vakit için süren doldu!
Artık sana seslenmeyecek ezanlar.
Günün olmayacak gecen olmayacak.
Zaman diye bir kavram kalmayacak.
Unutacaksın.
Hatırına düşen tek şey iyilik ve kötülüklerin olacak.
Yıldızları göremeyecek gözlerin.
Gözlerin görmeye kör olacak.
Dilin konuşmaya lâl olacak.
Zamanın kalmadı artık.
Sahiplendiğn herşeyin cezbesi sönecek bir gün.
O son iki nefesin arefesi olacak o an.
Aldığın nefelerin verdiğin nefeslerinin hesabını verceğin güne gidiyorsun.
Bir bez parçası giysin artık.
Evin iki metrelik çukur.
O pis dediğin çamurun içindesin artık.
İlk nefesin doğumunun habercisiydi.
Rüzlarlar gibi bir anda esi verecek ömrün.
Son nefesinin huzurundasın şimdi.
Artık zaman hoyrat bir rüzgar senin için,
Geriye kalan ise iman.
Sonsuzluğa tutundun mu bak şimdi hece hece.
Telaşın yok artık.
Koşuşturmacan yok.
İlk defa anladın ki renkler sana ne kadar da renksiz.
Gölgelerin yok artık.
Dünya yok artık.
O iki heceyle Ö-LÜM'le
Yarım kalıyor şiirler, heceler dağılıyor, harfler düzen tutmuyor, ses kesiliyor.
Suskunlunluğunla yetim kalıyorsun.
Gelip geçen onca şey yarım kalıyor,
Yeryüzünden nasibin yok artık,
Nasipten öte nasibinde yok artık.
Yok dediğin yokluğun tam ortasındasın şimdi.
Artık beş vakit yok vakit diye bir şey hiç yok.
Rükûlarda dünyanın sırtına verdiği yükü atmak yok. artık rükû yok , secde yok.
An durmuş zaman yok.
Artık bedenin eğilmiyor ruhun dogrulmuyor.
Başın alçalmıyor,
Artık başın yerde hep hiç kalkmıyor.
Toprak seni sarıp sarmalıyor,tıpkı annen gibi.
Seni seviyorum diyeceğin biri yok.
Biri yok değil, var olan da yok.
Telaşlara unuttuğun şimdi seni kollarına almış.
Haberin var mı sen ölüsün...&G

12 Temmuz 2012 Perşembe

Biliyorum bir gün ayaklarım çekilecek kapılardan.
Gidecek ne bir yerim olacak, ne de beni anlayan ya da anlamayan bir insan.
Duvarlar küsecek bana, daracık boşluk yek sahip olduğum şey olacak,biliyorum!
Aydınlanmayacak hiç yüzüm çünkü lambası olmayacak toprağın.
Nefesimin tadına bakamıyacak gök yüzü,Ve anlayacak, bir insan daha eksildi diyecek, dünyaya.
İçim cız etmeyecek artık, Çünkü hissedebilmeyi de dünya da bıraktım.
Kimselere diyemediğim, sana söyleyemediğim sırlı sevgi sözlerim de toprakta şimdi.
Artık usanmak yok, sabır etmek yok, endişelenmek yok, uykumu bölecek şeyler yok.
Hıh dediğim günler, burun kıvırdığım kimseler...
Kime kibirlendim, kime?
Bak ben de vaktine varmadan herkes gibi kokuştum şimdi.
Çünkü ben rahmetliler diyarının bir şahsiyetiyim artık.
Ölümün pazarlığını yapmak istiyorum ama yok.
Seni bir yere koyuyorum kendimi bir yere.
Aslında yalan söylüyorum seni bir yere koyamıyorum,
İznim yok artık çünkü ben ölüyüm.
Ne bir ezan ne de bir sêla artık yok.
Yok artık rükû da hürmetle eğilmek,
Yok artık secdelerde doya doya ağlamak.
Yok,çünkü varlığım yokluğumla tanıştı.
Ben ben değilim artık.
Ben sadece bana verilen görevi yerine getirirmişim bunu daha iyi anladım şimdi.
İlk görevim varlığımı tanımakmış.
Bilmiyorum artık ne kadar tanıyabildim
Mahşer-mizan da kahramını sayfa sayfa benim olduğum defter sağa mı alçalacak, yoksa sola yan mı basacak göreceğiz artık!
İlk görevim bitti bunu öğrendim bu gün,
Karanlıkta daracık yerde yapa yalnız kaldığımda!
Çünkü varlığım yokluğumu tanıdı daha bu gün.
Ölüm çalım attı varlığıma.
O kadar çok kazanmıştı ki varlığım yokluğum karşısında !
Kaç kez hasta olmuştum, ne kazalar geçirmiştim!
Sanki varlık ve yokluk savaşıydı bu!
Anladım ki varlığım ne kadar kazanırsa kazansın.
Yokluğum varlığımı yenecekti birgün.
Biliyordum o gün ölüm günüm olacağını!
Ürkütücü bir ıssızlık,
Umutsuz bir yalnızlık sarıp sarmaladı beni.
Karanlık simsiyah aydınlatıyordu daracık yerimi.
O karanlıkta anladım şimdi aydınlığın kıymetini.
Ama burada anlayınca değişmiyormuş hiçbirşey,
Şimdi burada da bunu anladım.
Anlamamın anlamsız olduğunu anlamıştım ilk defa.
Feryat da figan da saatlik , günlük , haftalık belki de yıllıktı şimdi.
Ama unutulacağımı biliyordum bir gün elbet.
Önemi yok bende unutmuştum ...
Unuttuklarımın yanındaydım şimdi, rahmetlilerin!
Unutanlar unuttuklarını hatırlayacaktı elbet ölümün mükâfatında.
Ve anladım ki:
Hayat bir hediye idi insanlara,kabul etmeseler dahi.
Ölüm de hediyenin karşılığıydı.
Hayat var olma, varlığın ta kendisi ediyordu insanı.
Ölümse yok olma, yokluk elbisesini giydiriyordu tüm canlara.
Ölümden sonra ise; varlıkta, yoklukta barışacaklar elbet
Ve sonsuzluğa beraber yoldaş olacaklar.
Ya Hay deyip Hayat.
Ya Gayb deyip Ölüm.
Ya Baki deyip Ebediyet olmaya.
Ben yaşıyorum sadece sende, mizana kadar!
Ben öldüm bu alem de , Sûr'a kadar.
Ben edeple AŞK oldum o senin gönül bahçene EBEDİYETE kadar.
SENİ ÇOK SEVİYORUM...&G

4 Temmuz 2012 Çarşamba




Ben sana yazmıyorum, hissediyorum, yanıyorum ,işleniyorum, bil mukaddes yaşıyorum,
Kısacası anlatmalarımda anlamsız 
Kalp kıpırtısı , hasret sızısı , ey gönlüme düşen yıldırım,
Ne çarptın öyle beni , ne çarptın bir bilsen
Yaktın, yaktın güzde donmuş kalbimi,
Dilimi lâl ettin gönlümü hâr.
Adımlarım çekilmiş gönüllerden,arayışlarım bitmiş.
Gözlerim dolmuş, kahkahalarım yok olmuş .
Kandillerim sadece sana yanar olmuş.
Benim iliklerime kadar aşk senle işlemiş.
Sana 'Aşk' diyorum,
Bana sonsuz secdelerde gözyaşı dökmeyi, yüreğime ağlamayı ibadet bilmeyi sen öğrettin.
Sensizlikte bil ki bak neler oluyor,
Mum ışığı ölüyor ,alev ağlıyor, hiç bir yere basmıyor kandilin aydınlığı,
Boşluk büyüyor , duvarlar terk ediyor odayı, an devriliyor.
Sessizliğin buzdan heykelini dokuyor aşk,
Orta da öylece kalıyor bu beden çünkü ölüyor.
Yalnızlığıyla kucaklaşıyor,Göğsüm kaskatı kesiliyor
Seni hissedemiyorum artık. Sensizliğe ağlamaya çalışıyorum,
Ağlıyor gibi bir his fakat hissi de unutmuşum.
Göz bebeklerim ölümü resmediyor.
Sensizlik böyle oluyor bana, senden aman diliyorum, Aşkını benden esirgeme. RABBİMDEN KALBİNE O KOCA AŞKI SONSUZ LÜTFUNUN DEMETİ EYLEMESİNİ DİLİYORUM. SENİ ÇOK SEVİYORUM                                                                  ...&G



                                   04.07.2012 (Beraat Kandil)                    
_______________________________________________________